Teknoloji – Bilim Birleşmesi : Yapay Zeka
Yapay zekâ denilince düşünülen ilk kavram robot resminden başka bir şey olmuyordur herhalde. Aslında haklısınız. Bilim ve teknolojiyi buluşturan bu kavram aslında robotsal bir geleceği tasvir ediyor. Bu konu hakkında bilgi sahibi olan insan sayısı ise oldukça az. Yapay zekâ nedir, nereden gelir bir bakalım.
Milyarlarca insanın merakı arasında gelişimini sürdüren yapay zekâ teknoloji ve bilimi bir çatı altında buluşturuyor. Herhangi bir canlı organizma kullanılmaksızın sadece yapay araçlar ile oluşturulabilen, insan gibi davranışlar sergileyen, hareket edebilen makineler yapay zekâ olarak isim alır. Önemli olan hiçbir canlı organizma kullanılmaması ve üretimden sonra insani faaliyetlerde bulunabilmesidir.
Robot adını almış bu teknolojinin aslı 2. Dünya Savaşı döneminde silah ve bilgisayar gelişmelerinin yapıldığı zamana kadar uzandığını belirtmekte fayda var. Mathison Turing’in ‘Makineler düşünebilir mi?’ sorusu yapay zekâya girişin temelini ifade eder.
İlk olarak McCulloch ve Pitts’in yaptığı, insan davranışları gösterebilen projeler bilim dünyasına girdi. Ardından da fabrikalarda çalıştırılabilen tek kollu robot yaratıldı. 1956 yılında sürdürülen çalışmalarla yapay zekâ ismi Mc Carthy tarafından ortaya atıldı.
Yapay zekâ çalışmalarında birçok olumsuzlukla karşılaşılmış fakat buna rağmen çalışmalar devam etmiş, yeni yeni çalışma bölümleri kurulmuş, incelemeler daha ayrıntılı yapılmaya başlanmıştır. Bu sayede büyüyen yapay zekâ ticari faaliyet seviyesine ulaşıp endüstri halini almıştır.
Gelecekteki gelişmeler arasında olumlu ve olumsuz sonuçlanabilecek söylentiler de var. Bunlardan birisi filmlere konu olan robotların insan ırkını yönetmesi, olumlu olan da hizmet alanında robotların maksimum seviyeye ulaşması olmuştur.
Yanıt Bırak